Thursday, September 29, 2005

SEVGİLİMLE NASIL TANIŞTIK...

Canım arkadaşım Nefin beni sobelemiş...Bizimde sevgili kocamla tanışma hikayemiz Nefin'in hikayesine çok benziyor...Bizde eşimle üniversitede tanıştık, aslında o benim lisedeki en yakın arkadaşımın öz kuzeniydi hemde amcasının oğluydu yani baya yakın akrabası fakat aile ilişkilerinden dolayı çok fazla görüşmüyorlardı ama soyadları aynıydı... ve biz bir şekilde üniversiteye kadar hiç karşılaşmamıştık.Arkadaşım Ege Üniversitesini ben ise 9 Eylül 'ü kazanmıştım, okul açıldıktan 1 ay sonra bana kuzeninin bizim bölümü kazandığını söyledi,fakat o sıralarda benim 2 senedir beraber olduğum bir sevgilim ve zıppır da bir ekürim vardı,ve benim okul ikinci öğretimdi yani akşamüstü saat 5'de dersler başlıyordu dolayısıyla okulların açıldığı eylül ayında biz okula doğru düzgün uğramazdık daha doğrusu derslere girip imza atıp kaçardık,biraz fırlama bir öğrenciydim ben....Kış gelmeye başlayınca bende derslere girmeye başlamıştım, bir gün Muhasebeye Giriş dersindeyiz bizim ekürinin bizim sınıftaki kısmıyla yan yana oturmuş imza defterinin bize gelmesini bekliyoruz, ders büyük bir anfide biz de uzun uzun sıralarda oturuyoruz, neyse önüme imza defteri geldi,tesadüfen listede gözüme arkadaşımın soyadı çarptı...tamam dedim bu bizimkinin kuzeni, bari tanışayım, ve başladım imzaları saymaya tam önümde oturuyormuş meğerse...ve böylece tanışmış olduk...ama aramızda hiçbirşey olamazdı çünkü benim bir sevgilim vardı ayrıca renkli gözlü birisi ile asla çıkmam, asla evlenmem gibi büyük bir lafım vardı ve sevgili eşimin gözleri cam gibiydi!!!biz böylece arkadaş olduk fakat baya iyi arkadaş olduk, sevgililerimizle ilgili problemlerimizi paylaşıyorduk,okulu kırıyorduk,sinemaya falan gidiyorduk,sonra Almanca Kursuna falan başladık, sınavlara beraber gidiyorduk fakat aramızda arkadaşlık dışında bir şey yoktu, yani ben öyle zannediyorum!!!hatta bir gün okulda beraber Pazarlama sınavına çalışıyorduk ve hiç unutmam öyle birşeylerden konuştuk ki "seninle evlenecek olan kıza şimdiden acıyorum gerçekten yazık, ölsem senin gibi biriyle evlenmem" diyerek tahtaya vurmuştum, bunu hala hatırlar güleriz!!!(renkli göz olayından sonra 2.yuttuğum büyük lafımdır bu...) bu arada onun hayatında kimse yok ve ben de erkek arkadaşımla oldukça problem yaşıyorum ama bir türlü kopamıyorum ve arkadaşım olan sevgili eşime dert yanıp duruyorum ve birgün bir baktım eşim bana "ben senden çok hoşlanıyorum benimle çıkar mısın?" diyiverdi!!!neye uğradığımı şaşırdım çünkü o benim en yakın arkadaşım olmuştu. Akşamları eve gidiyorduk gece saatlerce telefonda muhabbet ediyorduk,bu olmassa olmazımızdı(ailerimiz çok memnun değildi bu durumdan faturalardan dolayı!!!)ç,ok yakın arkadaş olduğumuz için herşeyden konuşuyorduk ve benim aklımdan böyle birşey asla geçmiyordu ki sağolsun bu itirafıyla beni beynimden ve kalbimden vurdu!!!bunun arkasından güllerle tekrar ilanı aşk yaptı, açıkçası çok etkileniyordum sadece eski erkek arkadaşımdan kurtulmaya bakıyordum çünkü beni çok bunaltmıştı ve uzun bir süre hayatımda kimseyi istemiyordum ama eşimin arkadaşlığını da kaybetmek istemiyordum, çünkü artık hep bu konular konuşulur olmuştu ve ben onu üzdüğüm için kahroluyordum ama hislerimden de emin olamıyordum...taaa kii eşimin kuzeni olan yakın arkadaşımın da olduğu arkadaş grubumuzla 19 Mayıs 1996 senesinde Bodrum gezisine gidene kadar...bu geziye eşim gelmeyi çok istemişti fakat ben özellikle gelmemesini biraz uzaklaşıp sağlıklı düşünmeye ihtiyacım olduğunu söylemiştim!!! Bodruma geldik,otele yerleştik fakat ben acaip mutsuzum çok büyük bir eksik var, çevrede gördüğüm herkesi ona benzetiyorum yani onu resmen özlüyorum,o zamanlarda cep telefonu da yok ve biz yaklaşık 8-9 saattir konuşmamışız bu aylardır ilk kez oluyordu ve dayanamayıp otelden onu aradım "ben seni çok özledim lütfen gel" dedim...(Şımarıklığa bakar mısınız??)ve ertesi gün eşim oteldeydi...o zaman onu ne kadar çok sevdiğimi ve denemekle birşey kaybetmeyeceğimi anladım fakat hala daha çıkma teklifine evet dememiştim!!!Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş bir de eğer işler yolunda gitmesse eşimin arkadaşlığını kaybetmek vardı. Fazla naz aşık usandırırmış derler benim bu nazım en sonunda usandırmıştı ve artık kendini çekmeye başlamıştı ki ben 30 Mayıs 1996 öğlen saat 12.30 civarlarında onunla buluşup onu çok sevdiğimi ve teklifini kabul ettiğimi söyledim,gerçekten aşık olmuştum...Ayaklarım yerden kesiliyordu, gerçekten herşey kusursuzdu...Zeynepcim aynı sende olduğu gibi eşim bana bir topluluk içinde güzelim diye seslendiğinde falan yada karşılaştığımızda belimden tutup yanağımdan öpüp naber dediğinde erirdim...Bizde de evlenme teklifi diye birşey olmadı çünkü herşey kendiliğinden gelişti ve zamanında çok iyi arkadaş olduğumuz ve herşeyimizi paylaştığımız için birbirimizi o kadar iyi tanıyorduk ki,gerçekten hayata elele başlamıştık, hedeflerimizde, hayallerimizde,beklentilerimizde,ideallerimizde hep beraberdik...1999 senesinde o askere gitmeden hemen önce beni istemeye geldiler,08 09 2001 senesinde de evlendik...çıkarken herkesin parmakla gösterdiği, tam anlamıyla ideal bir çifttik. Fakat evlenince herşey değişti, balayı dönüşünden itibaren ilk 6 ay tam anlamıyla bir kabustu...Sonra işler yoluna girdi fakat 3.yılımız da sıkı bir yıldı neyse ki temelimiz sağlam olduğu için onu da atlattık, şimdilik herşey çok güzel ve yolunda...ama evlilik bence asla 4 4lük olmaz, yeter ki arada sevgi,saygı olsun bunlar olduktan sonra aşılamayacak sorun yoktur...Bu iki S bizim ilişkimizde oldukça baskın o yüzden mutlu mutlu yuvarlanıp gidiyoruz,doğru insanla evlendiğimden bir gün bile şüphe etmedim,ve iyi ki aşkım sevgilimle evlenmişim...İşlerimizi yoluna koyalım sırada bebişler var...Bu arada sevgilimin gözleri kimi zaman engin denizlerin mavisi ,kimi zamanda yem yeşil ağaçlar gibidir, benim için onlar bir ömürdür!!!Atalarımız büyük lokma ye büyük laf etme demişler,birşey biliyorlarmış da demişler:)
Yaa galiba ben biraz kaptırdım kendimi,umarım sıkmamışımdır hikayemizle...Herkesi öpüyorum, sevgiler.

Tuesday, September 27, 2005

SELAAAMMM

Sonbaharin goz kirptigi su ilk gunlerde icim icime sigmiyor, isten cikinca eve giresim gelmiyor, hazir gunler uzunken bir sey daha yapayim, aksamuzeri bir arkadasimla kahve iciyim,vitrin dolasiyim,yuruyus yapıyım yani gunun kalan 2-3 saatini kacirmayayim diye acaip bir kosusturmaca yasiyorum...Tabi bundan sevgili esim cok memnun olmuyor, ne zaman mesaisi olsa -bunu soyledigim icin uzgunum ama- seviniyorum ve bunu kendisine de soyluyorum!!!Zaten kendisi de "hadi gene iyisin bugun mesaim var" diyor:) Napalım biz bayanlar hele de kokos isler yapmaktan hoslanan calisan bayanlar olarak hicbirseyden eksik kalmak istemiyoruz en azından ben oyleyim, henuz cocugumuz da olmadigi icin hicbir fırsati kacirmak istemiyorum...

Eger gunluk islerden sıkıldıgınız bir zamandaysaniz size Gulse Birsel'in "Hemsehrim Yolculuk Nereye" kitabını tavsiye ederim, gercekten okurken cok guldum:)Bir kac hafta oncesinde isyerimde yasanan karmasikliklar,tatsızlıklar yuzunden benim de cok tadım tuzum kalmamıştı bende Gülse Birsel'in D&R'da en çok satanlar bölümünden bu kitabını aldım ve 2 akşamda bitirdim, acaip komik ve gercekten herseyi unutup guluyorsunuz en azından beni guldurmustu,bu gunlerde boyle bir kitap arayanlara tavsiye olur...

Monday, September 19, 2005

Merhabalar!

Bu benim ilk blog sitem, yeni arkadaşlarla sohbet etmek hayattan kesitler paylaşmak oldukça heyecan verici...

İş hayatından,evlilik hayatından, mutfaktan , alışverişten, kuaförden, sağlıktan,aileden yani hayattan paylaşımlarımla ben de buradayım:) Sizleri de bekliyorum...